8 Nisan 2014 Salı

Evlilikte İlk Bebekle Başlayan Sorunlar

Her yeni bebek sahibi olan anne baba hayatlarında bu yeni döneme alışmakta zorluk çekerler. Yalnız iki kişiyken bir anda üç veya dört kişi olmuşlardır. Uykusuz geceler, ağlamalar, sosyal hayatın kısıtlanması eşler arasındaki ilişkiyi gerginlik noktasına getirir. Büyüklerin lafının doğruluğunu bu noktada görürüz; yorgunluk dargınlık getirirmiş. İşte bu zamanlarda neler yapabileceğimiz, eşimizle nasıl tekrar sevgili olacağımızı psikolog aynı zamanda çift ve aile terapistliği de yapan, benim kitaplarını severek okuduğum Fatma Torun Reid’e sordum.


1.     Fatma Hanım sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Kriz müdahalesi kadar koruyucu ruh sağlığının önemine inandığım için mesleğime okul psikoloğu olarak başladım. Bu süreçte anne-baba ve  eğitimcilere dönük  eğitim ve terapi grupları  düzenledim. 1979 yılında halen devam eden Türkiye’nin ilk psikolojik danışmanlık merkezi  olan Aşam’ı kurdum. Bugüne kadar 10.000’e yakın çocuk, genç, çift ve aile gördüm.  Bu yılların içinde danışanlarımdan çok şey öğrendim ve bu öğrendiklerimi de onlara faydalı olmak için kullanmaktan büyük bir zevk duyuyorum.  İki kızım, beş ve yedi yaşlarında iki torunum var. Remzi kitabevinden yayımlanmış iki de kitabım... “Unutkan Erkekler/Hadileyen Anneler” kişiliğin gelişimi, ilişkiler ve klinik psikolojiden örnekler içeriyor. Uzun soluklu ilişkileri irdeleyen “Hep Sevgili Kalalım” ise hep sevgili kalmanın bir şans olmadığı görüşünden yola çıkıyor. Her iki kitabı da hem anne babalara hem de  çiftlere tavsiye ediyorum.

2.     Bebek olduğu zaman çiftlerin evliliklerinde bazı sorunlar yaşanmaya başlıyor. Bunun sebebi genelde nedir, ilginin bölünmesi mi?

Evlilik ilişkisi, canlı bir varlık gibi, büyüme sürecinde gelişirken bir ileri bir geri gidebiliyor. İki kişi arasındaki bu özel ilişki ne kadar sağlam başlamışsa  iler ki dönemler  de bir o kadar az sancılı oluyor. Evliliğin önemli sınavlarından biri de ilk bebeğin doğumu.  İkili yakın ilişkiden üçlü ilişkiye geçişte taşlar yerinden oynuyor. Çocukken de bu dönemi yaşamıştık. En yakın arkadaşımızı bir başka arkadaşla  paylaşmayı öğrenmemiz bir günde olmamıştı. Veya kardeş doğduğunda küçük abi veya abla olarak anneyi paylaşmayı. Evlilikte bebeğin doğumuyla başlayan, annenin doğal olarak çocuğa yönelmesi, erkeğin kendini daha dışta hissetmesine neden olabiliyor. Oysa kadının her zamankinden  fazla kocasının ilgisine ihtiyacı var. Bir anlamda iki tarafın da birbirinden en çok beslenmeye ihtiyaç duydukları dönem, bebek doğduktan sonra başlıyor.  İkinci bir konu ise yeni sorumluluklara ne kadar hazır olup olmadığımız ve içleştirdiğimiz anne-baba modellerimizin avantaj ve dezavantajları.  İçinde büyümüş olduğumuz ailedeki anne baba örneklerimiz  nasıldı? Bu örnekler olumluysa şanslıyız. Bazen olumsuz olmasa bile örnek yoksa da bocalayabiliyoruz.  Bir diğer konu ise ilk yılın uykusuz geceleri. Amsterdam Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre evliliği yıpratan en önemli faktörün bebeğin ilk yılında annenin uykusuzluğu olduğunu saptanmış.

3.     Anneler genelde bebekleriyle daha fazla zaman geçiriyorlar. Sanırım babalarda bu konuda biraz uzak duruyor. Babalarla çocukların iletişimini arttırmak için ne yapabiliriz?

Babalarla çocukların iletişimini arttıracak şeylerin başında erkeğin çocuğuna karşı sorumluluk hissetmesi gelir. Zaten yeterince olgunlaşmış, ilgili erkek bunu hissedecektir. Ama bazen anneler o kadar devrede oluyor ki babalar da “Ben olmasam da olur, nasıl olsa annesi var, her şeyi yapıyor” diye düşünebiliyor. Anne-babadan biri çocukla fazlasıyla ön planda olunca diğer ebeveyn kendini daha geriye çekiyor. Annenin eşinden yardım istemesi, yapılan yardımı ve gayreti görmesi, hem eşler için hem de çocuk için kazanım getirebilecek tutumlar.

4.     Evlilikte çocukla gelen sorunları aşabilmek için çiftlere neler yapmalarını önerirsiniz?

Çocuk bakımında ve eğitiminde sorumlulukların paylaşılması, eşlerin birbirine destek olması çok önemli. Eşler bunu, kimse kimseyi zorlamadan, sürekli eleştiri ve yakınma olmadan yapabiliyorlarsa yorgunluklarını daha az hissedecekler, daha mutlu olacaklardır. Çocuk büyütürken çiftlerin destek sistemlerine ihtiyaçları var. Arada bir eşler baş başa olabiliyorlar mı? Haftada veya on günde bir olsun birlikte yürüyüşe çıkmak, sinemaya gitmek, bir yakın yerde çay içmek için fırsat buluyorlar mı? İhtiyaç duyduklarında aile büyüklerinden yardım alabilmeleri büyük bir şans. Tabii aile büyüklerinin hoşgörülü, anlayışlı olmaları halinde bu geçerli. Bunun tersi olduğunda evlilik ilişkilerini yıpratan konuların başında aile büyüklerinin gereksiz müdahalesi, eleştiri veya alınganlıkları geliyor. Konu ne olursa olsun, yaşam sürecinde sorunlar mutlak olacak. Yaşama nasıl baktığımız ve birbirimizi nasıl desteklediğimiz önemli. Uzlaşmaya ne kadar yatkınız, birbirimizin ihtiyaçlarına ne kadar duyarlıyız, evlilik yolculuğunda ne kadar el eleyiz? Hep karşıdan mı bekliyoruz? Birbirimizi, suçlamadan veya savunmaya geçmeden dinleyebiliyor muyuz? Evliliğimizde romansı korumak için neler yapıyoruz? Kendimize huzurlu ve sağlıklı kalabilmek için daha iyi nasıl bakabiliriz?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder