16 Temmuz 2014 Çarşamba

Doğum Fotoğrafçısı Ayça Oğuş İle Güzel Bir Sohbet


Benim de bir zamanlar yaptığım ama kurumsal hayatta çalışırken maalesef üzerine gidemediğim için içimde kalan, hayalimdeki mesleğim "Doğum Fotoğrafçılığını" başarıyla yapan, çektiği fotoğrafları keyifle takip ettiğim, aynı zamanda Pi-nik kuş blogunun yazarı Ayça Oğuş ile röportaj yapmak istedim. Doğum anlarını resmetmek isteyen anne adaylarına fikir vermesi, anne olmuş olanlar ve fotoğrafa benim gibi meraklı olanlar için ise keyifli bir söyleşi olur diye düşündüm. İşte Ayça Oğuş ile yaptığım keyifli sohbet..

1. Ayça Hanım, kendinizden biraz bahseder misiniz? Doğum fotoğrafçısı olmaya nasıl karar verdiniz?

    Hep en zor soru kendimden bahsetmek :) Ekonomi okumuş ama fotoğrafa gönül vermiş bir fotoğrafçı diye kısaca kendimi tanımlayabilirim. Aynı zamanda bir erkek çocuk annesiyim ve bu benim en önemli kariyerim. Ben yola doğum fotoğrafçısı olmak için çıkmadım. Üniversiteyi bitirdiğimden beri doğa sporları ile beraber hayatıma giren fotoğraf, sonrasında aldığım eğitimler ile vazgeçilmezim oldu. Oğlum Erin doğduktan sonra kurumsal hayata veda ettim. Bu sırada fotoğraf çekmeye devam ettim. Ancak bir bebeğim olduğu için uzun süreli yolculuklara çıkamadığım için oğlumu fotoğraflamaya başladım. Daha sonra oğlum büyüdükçe ihtiyaçtan doğan oyun gruplarında edindiğim arkadaşlarımdan biri, yaptığı evlerin portofolyosunu çekmemi ve bunu iş olarak yapmamı istedi. Böylece ilk işim aslında bir mimarın portofolyosu oldu. Daha sonra evlerini daha iyi çekebilmek için ekipmanımı güncelledim. Bu dönemde eşimin bir iş arkadaşı doğum yapacaktı ve eşim de onlara bir doğum hediyesi yapalım dedi. İlk girdiğim doğum o oldu... ve olan oldu... vuruldum. Bir kere daha bunu tecrübe etmek istedim. Sonra bir kere daha ve bu böyle devam etti. Yani ilk duyduğum bebek ağlamasında bu işi yapmak istediğime karar vermiştim.

2. Doğum fotoğrafçısı olarak sizi en çok etkileyen doğum hangisi oldu?

    Klişe olmayacaksa eğer tanık olduğum tüm doğumlar çok özel, çok güzel ve hepsi bir etki bırakarak bitiyor. Sadece bir doğumum var ki çok karşılaştığım bir durum değil. Bebek doğduktan sonra baba aile yakınlarına haber verirken telefonda "Kız geldi biliyor musunuz" dedi. Sonradan öğrendim ki cinsiyetini doğuma kadar öğrenmemişlerdi. Bu benim hayalimdi. Dosyamda "Öğrenmek istemiyor" yazıyordu ama ultrasonda kendim gördüm. Bir diğeri de kızına Ayça Erin adını veren güzel annenin bunu bana söylediği andı ve Ayça Erin'in annesinin göğsüne ilk koyan kişi olmamdı.. daha özel ne olabilir ki?

3. Doğum fotoğraflarında nelere daha çok dikkat ediyorsunuz. Annenin de sizin yanınızda rahat olması ve sizinle iletişim halinde olması da önemli sanırım.

   Ben daha çok an fotoğrafçısıyım. Köşede kenarda kalıp, ailelerin 3.gözü gibi davranmayı seviyorum. Onların belki de hiç farkında olmadıkları daha sonra fotoğraflara bakarken gördükleri o gizli anlar var ya, işte onları yakalamayı seviyorum. Sadece doğumda değil tüm fotoğraf çekimlerim de ben gizli anları yakalamayı seviyorum. Yönlendirmek ve yönlendirilmekten ziyade serbest kalmayı tercih ediyorum. Böylece kalbim ve parmağım birlikte çalışabiliyor. Belki de kendimi en iyi bu cümle ile tanımlayabilirim; kalbimin ve parmağımın engramı sonucunda çıkan kareler. İletişim önemli ama doğum öncesinde ve çekim sırasında sesimle dahil olmayı sevmiyorum. Ben fark edilmeyen anları belgeliyorum. Böylece doğal olarak yanımda rahat oluyorlar diye düşünüyorum.

4. Doğum fotoğrafçılığı yapmak isteyenler için düzenli aralıklarla kurslar düzenliyorsunuz. İçeriğini biraz anlatır mısınız ve nasıl katılım sağlanabilir?


    Evet 2 ayda bir tek günlük bir atölye açıyorum ancak kurslara yaz aylarında ara veriyorum. Eylül'de tekrar başlıyorum. Katılımcıların temel fotoğraf eğitimini aldığını varsayarak 5 yılı aşkındır yaptığım, mesleğimdeki tecrübeleri paylaşıyorum. Aile ile tanışma anından, fotoğrafların teslim anına kadar geçen sürecimi anlatıyorum. Facebook sayfamdan ve web sayfamdan duyuru yapıyorum. Takip ederek atölyenin olduğu gün belirtilen yere gelmek yeterli oluyor. 

5. Aynı zamanda takip edilen bir blogunuz var. Beni en çok etkileyen blogunuzda eşinizinde bir baba olarak nadirde olsa yazması. Babalarda blogunuzu takip ediyor mu? Nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? 

    Takip eden anneanneler bile var :) Blogu açalı 8 yılı geçti artık. Benim doğum doktorum blogum için "ayçapedia" demişti bir gün. Her telden çalıyor ama blogumda daha çok annelik, çocuk, yaşam tarzım ve bu doğrultuda yaşamda yaptıklarımı paylaşıyorum. 

6. Siz de bir annesiniz ve freelance çalışsanız da iş hayatınla oğlunuzu nasıl dengeliyorsunuz? Sonuç olarak normal doğum fotoğrafı çekecekseniz her an doğum olabilir ve sizi çağırabilirler. 

    Çok zor dengeliyorum. Oğlum doğduğundan beri oğluma ben bakıyorum. Tabii eşimin büyük desteği ile. Bakıcımız hiç olmadı, bu bizim tercihimizdi. Sonra okul başlayınca çalışma saatlerimi daha rahat ayarlamaya başladım. Ancak bu mesleğin cilvesi; her zaman çoğu yaşadığınız yarım kalabiliyor. Yine de kendi işini yapmanın avantajlarını kullanmak gerek. Bugün çalışmayacağım ve çocuğumla olacağım diyebilme özgürlüğünü yani. Uzun çalışma günlerinin ardından mutlaka bir ara verip oğlumla bolca vakit geçiriyorum. Dediğim gibi baba da çok aktif olduğu için aramızda dengelediğimizi düşünüyorum ama inanın kolay olmuyor. 

7. Bildiğim kadarıyla doğal annelikten yanasınız. Doğal annelik nedir? Bunun için neler yapıyorsunuz? 

    Sadece oğluma bakıyorum.. Kitabı değil oğlumu okuyorum ve kalbimi dinliyorum. Yaşam, eğlence, beslenme her konuda hep akışında kalmaya çalışıyorum. Yoğun şehir hayatında ne kadar zor olsa da elimden geleni yapıyorum. Mesela bizim eve işlenmiş ve paket gıdalar girmez. Her şey mevsiminde taze olarak pazardan alınır. Ya da doğduğu günden bu yana bakarsak; uykunun, tuvaletin, yemek yemenin eğitimi diye bir kavram hiç girmedi hayatımıza. Bedenimizin doğal rutinlerini doğal kabul ederek yaşandı diyelim. Almak istediğim "Doğal Anne" diye bir etiket değil. "Annelerimizin anneliğini rehber alıyorum" demeyi tercih ederim. Biz nasıl büyütüldüysek, çevresel faktörlerden kaça kaça aynı yöntemleri uygulamaya çalışıyorum. Hep annemin bize nasıl yaklaştığını sorguluyorum. Eski anneler gibi olmak çabasındayım. Bu da günümüzdeki sanırım "Doğal Anne" etiketini üzerimize yapıştırıyor:)   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder