Benim
çocukluğumda hayali oyunlar vardı. Evcilik kurmak, anne olarak uyduruktan
yapraklardan dolma sarmak, kız arkadaşlarınla Barbie oynamak en büyük keyifti.
Mahalle arkadaşlıkları kurulur, bizden size kim düşer, yakar top, saklambaç,
beş taş oynanırdı. Anneler hava kararınca camdan adınızı seslenir babanızın eve
geldiğini yemek yiyeceğinizi söylerlerdi. Bilgisayar hayatımızda yoktu,
televizyon ise çocuklar için Susam Sokağı’ndaki Kırpık ve Minik Kuştan ibaretti.
Oyunlarımızın çoğunu hayal dünyamızla oluşturur, enerjimizi boşaltmak için de
mahalle arkadaşlarımızla bahçede çeşitli oyunlar oynardık.
Zamanla
bilgisayarlar, televizyon programları ve çok yakın zamanda akıllı telefonlar, tablet
bilgisayarlar hayatımıza girmeye başladı. Bizim hayatımızı kolaylaştırırken,
yeni nesil, yani çocuklarımız için de yeni bir oyuncak halini aldı. Öğrenmeye
değil gördüğünü kapmaya odaklı olan yeni nesil çabucak bu dünyaya alıştı ve 2
yaşında ki çocuklar bile tabletdeki oyunlarla gününü geçirir oldu. Yeni elektronik
oyuncaklarıyla beraber, hayal dünyasını kullanmayan çocuklar bir kere ne
olduklarını öğrendikleri için elinden aldığınızda öfke nöbetleri geçirir hale
geldiler. Mahalle arkadaşlıkları ise kentsel dönüşümün etkisiyle ailelerin
mahallelerden taşınıp şehir merkezlerinden uzak büyük sitelere taşınılmasıyla,
tarihteki yerini almaya başladı.
Zamanımızda ise annelerin
çoğu çalıştığı için bilgisayar başında çocuk yetiştirme konusunda araştırma
yapar oldular. Bu yüzden annelerin merak ettiklerini internet ortamında
öğrenebilecekleri çeşitli annelik forumları ve bloglar çoğalmaya başladı. Sosyal
medyanın hızlı yükselişiyle beraber, biz annelerin hayatını kolaylaştıran
bilgiler, bir tık uzağımızda oldular. Çocuklarımız için bu kadar hayal gücünü
kısıtlayan elektronik aletler, esasında biz annelerin bir konuda hızla
başvurduğu yardımcısı oluverdi. Kendi blogumu açarken, aynen ben de kızımla
yaşadığım tecrübeleri, sıkıntıları, çözümleri diğer annelerle paylaşmak ve “Ben
de bunları yaşadım yalnız değilsiniz” demek için yazdım da yazdım. Şu anda
benim gibi bir sürü anne sadece blog yazmakla kalmıyor, aynı zamanda sosyal
medya hesaplarıyla da annelere ulaşmayı başarıyor. Bence bir anne olarak önemli
olan forumları, blogları okuyup fikir aldıktan sonra kendi çocuğunuzun
karakterine göre uyarlayabilmeniz. Çünkü her çocuğun karakteri, verdiği
tepkileri, yaşadığı süreci farklıdır. Her annenin çocuk yetiştirişi de
farklıdır... Kimsenin anneliğine, çocuk yetiştirmesine laf etmemek ve
benimsememek gerekir. Sadece yalnız olmadığımızı, bebekkenki gaz sorunundan, 2
yaş dönemi sıkıntılarından, uyku problemlerine, anaokulu seçimine kadar çoğu
şeyi sizden önce yaşamış annelerin tecrübelerini okumak bile, o an kendini
çaresiz hisseden anne için çölde vaha bulmak gibi bir şey olur.
Sosyal medya
hayatımızda hem keyifli, hem bilgilendirici, hem sosyalleştirici haliyle zaten
yer alıyor. Önemli olan bu dijitalleşme çağında, bir anne olarak çocuğumuzun belli bir süre aralığında ellerine o cihazları
almasını sağlamak bence. Biz anneler için ise farklı bakış açılarını,
tecrübeleri görmek, okumak ve paylaşmak için zengin bir araç. Çocuklarımızın
mahallede oynayan çocuklar olmayacağını biliyoruz ama biz bir ortamda ne kadar
zaman elimizdeki telefonlarımızdan sosyal medyaya bakmadan yapabiliyoruz. O
yüzden önce kendimize bakmamız lazım. Unutmamak lazım ki çocuk, ailenin aynasıdır
ve her şey tadında olduğu zaman güzeldir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder