7 Nisan 2015 Salı

İkinci Bebek Beklerken Durumu Çocuğumuza Nasıl Alıştırmalıyız?



“Çocuğunuzu Anlamak” adlı kitabını okuduğum zaman ilk defa bir kitaptaki pedagogun fikirlerini kendi fikirlerime çok yakın buldum ve kendisiyle röportaj yaptım. Sonrasında kızımla ilgili sormak istediğim her konuda bana yardımcı oldu. Tuğçe Acaröz Oğuz’un kitabını okumadıysanız ve 2 yaşından büyük çocuğunuz varsa mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Tuğçe Hanım’la, ikinci bebeğine hamile anneler için önemli bir konu hakkında röportaj yaptım. İkinci bebeğinize hamileyken ilk çocuğunuza bu yeni durumu nasıl anlatacağımızı sordum. 

Tuğçe Hanım kısaca sizi tanıyabilir miyiz? 

Çocuk gelişimi uzmanıyım. Marmara Üniversitesi çocuk gelişimi ve okul öncesi öğretmenliği alanı mezunuyum. 14 senedir eğitimin her kademesinde görev yapıyorum. Şu an, Meslek Lisesi’nde öğretmen yetiştiriyorum. Ayrıca kurumsal firmalara seminer/eğitimler düzenliyorum. Çocuk gelişimi alanındaki ‘’Çocuğunuzu Anlamak’’ adlı  kitabın yazarıyım. Evli ve 2,5 yaşında bir çocuk annesiyim. 

Ailede ikinci bebek geleceği öğrenildiği zaman ilk çocuğumuza bu ne zaman söylenmesi gerekir ve nasıl söylenmelidir? 

İkinci bebek, pek çok aile için heyecan ve gerilimin bir arada yaşandığı bir süreçtir. İlk bebekten dolayı fiziksel olarak tecrübeli olsalar da, ikinci bebeğin aile yaşamını farklı bir şekle sokmasından dolayı biraz tedirgin olmaları olağandır. Kardeşinin olması fikri çocuğun yaşına göre farklı şekillerde tepkiyle karşılanabilir. İlk 3 yaşında eve yeni bir bireyin gelmesi, büyük olan çocuğun ilgi noksanlığı yaşadığını hissetmesinden dolayı biraz hırçınlık ve anneye aşırı düşkünlük şeklinde kendini gösterebilir. Ancak yine de kolay adapte olunan bir dönemdir. Çünkü aradaki yaş farkı azdır ve birlikte büyümeye engel değildir. Bunun aksine aradaki yaş farkı arttıkça yeni gelen kardeşe karşı tepkiler artabilir. Bunun nedeni ise şimdiye dek evin gözbebeği, yegane evladı olan çocuğun birden bire odak olmaktan uzaklaştığını hissetmesidir. İster istemez bakım ve ilgi olarak yeni kardeşe ayırılan zamanı, ondan çalınan zaman olarak değerlendirebilir. Sonuçta o da hala bir çocuktur ve onun da ilgiye ihtiyacı vardır. Ancak yaş farkının 9 dan fazla olduğu durumlarda artık çocuk daha mantıklı düşünmeye başladığından dolayı sorunlar aradaki döneme göre daha rahat çözümlenir. Bu yaş aralığında görülebilecek en büyük sorun, okulla ve arkadaşlarla olan ilişkisinin olumsuz etkilenmesi olabilir. Çünkü çocuk mantıklı düşünerek eve yansıtmaz ancak içinde yaşadığı duygusal çalkantıları okulda yani kendi özel sosyal çevresinde yaşayabilir. 
Bu yaş aralıkları elbette genel durumlardır ve aileye, çocuğun karakterine ve diğer çevre koşullarına göre değişkenlik gösterebilir. 
Yeni bebeğin aileye katılmasının söylenmesi için öncelikle sürecin tamamından çocuğun haberdar olması önemlidir. Yani annenin karnının artık gizlenemeyecek kadar büyümesinin beklenmesi doğru değildir. Son anda haber verilen çocuk kendini sürece dahil etmek için gerekli olan hazırlık sürecini yaşayamaz ve bundan dolayı duygularının şiddeti artabilir. İlk çocuğun ailenin bir bireyi olduğu unutulmadan eve, aileye yeni birinin katılacağı, bu yeni bireyin tıpkı kendisi gibi annesinden doğacağı ve artık iki çocuklu bir aile olacakları açıklanmalıdır. Mümkün olduğu kadar doğal davranmalı ve yaşanılan heyecanın abartısız bir şekilde yansıtılmasına dikkat edilmelidir. Bebeğin gelişim sürecine çocuğun şahitlik yapması ve bebek için yapılan alışveriş/hazırlık gibi düzenlemelere dahil edilmesi, fikrinin ve önerilerinin alınması büyük kardeşin yeni bireyi benimsemesini kolaylaştırır. 

Doğumdan sonra kardeşini görüp meme emmek, biberonla süt içmek veya altını bezle tekrar bağlamak isteyen çocuğa nasıl yaklaşılmalıdır? Ne söylenmelidir? 
Doğumun ardından anne yorgun, aile heyecanlı ve çevredeki kişiler de yeni bebeğe oldukça ilgilidir. Bu tablo içinde bazen istemeden de olsa büyük olan çocuğa olan ilgi farklılaşabilir. Bu durumun kontrol altına alınmasında aile büyüklerinin rolü önemlidir. Anne doğum sonrasında hem fiziksel hem de duygusal olarak değişik bir süreç yaşar ve bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışır. İlk günlerde evdeki yeni düzen ne kadar hazırlık yapılmış olursa olsun büyük çocuğun karmaşa yaşamasına neden olabilir. Bu nedenle eski ilginin geri gelmesi için regresyon denilen gerileme davranışları göstermeye başlayabilir. Bebek gibi konuşma, sık sık ağlama, uyku problemleri, idrar ve dışkı kaçırma, biberon kullanma isteği gibi bebeğe özgü davranışlar sergileyebilir. Tüm bu davranışlar eğer fiziksel ve zihinsel bir sorundan kaynaklanmıyorsa tamamen dikkat çekmek ve yeni rakibin güçlerini kullanarak ilgiyi üzerinde tutmak için yapılır. Bu durumlar gözlemlendiğinde aile bireylerinin sakin olması ve abartılı tepkiler vermekten kaçınması önemlidir. Sürekli ‘’Sen abi/abla oldun’’ şeklindeki uyarılar bir işe yaramaz. Sonuçta o daha birkaç gün önce çocuktu ve bu kadar hızla büyümeyi kendisi tercih etmedi. Birden bire büyümek zorunda olmak kendisini baskı altında hissetmesine neden olur. Uyarmak ya da kızmak yerine olumlu davranışlarını farketmek, pozitif durumları taktir etmek daha hızla sonuç verecektir. Ayrıca bebeğin pek çok konuda yetersiz olduğu ancak büyük olan çocuğun artık anne/babasına ne kadar yardımcı olduğu vurgulanabilir. Bebek olmanın avantajlarından yararlanmak için bebeksi davranışlar gösteren çocuğa dikkatli bir şekilde bebek olmanın zorlukları ve yetersizliklerinden söz etmek, kendi içinde bulunduğu durumdan hoşnut olmasını sağlar. Büyük olmanın, kendi başına pek çok şeyi başarmanın keyfini çıkarması için olumlu örnekler başka insanların yanında da konuşulmalıdır. Çocukların pek çoğu kendisine söylenilen sözlerden çok kendisi hakkında başkalarına söylenen sözlerden etkilenirler. Ayrıca yeni bebek için anne/babayı tebrik etmek için gelen misafirlere de büyük olan çocuğa ilgili davranmaları için küçük hatırlatmalar yapılabilir. Yeni doğana hediye getiren konuklar genellikle büyük çocuğa da armağan vermeyi planlamazlar. Ancak bu durum büyük kardeşin kıskançlık duymasına neden olur. Bu krizi yaşamamak için evde minik hediyeler bulunmalı ve büyük çocuğa getirilmiş gibi takdim edilmelidir. Böylece büyük olan çocuk da ilgi gördüğünü ve değerli olduğunu hisseder. 
Gerileme davranışları çoğu kez kısa sürelidir ve yetişkinlerin ilgili davranışları ve olumlu yaklaşımları ile kolaylıkla sona erer. Panik yapmak ve endişe hislerini çocuğa yansıtmamak, mantıklı ve sade açıklamalar yapmak önemlidir. ‘’Elbette biberon kullanabilirsin ama sen buna mecbur değilsin. O dişleri olmadığı için buna mecbur. Yazık, “Keşke o da senin gibi büyüse de bardak kullanmayı öğrense… Bez bağlamak istediğine emin misin? Hatırlasana nasıl da rahatsız oluyordun, hem bu kadar rahat a hareket edemiyordun. Keşke bebek de çişini tuvalete yapmayı başarabilse. Belki sen ona büyüyünce öğretirsin, ne dersin?’’ şeklindeki avantaj – dezavantaj belirleyici konuşmalar çocuğun bulunduğu gelişim seviyesindeki yerini değerli ve önemli görmesini sağlar.  



Facebook/ çocuğunuzuanlamak
Twitter/ tugceacaroz

İnstagram/ tugceoguz

1 yorum:

  1. harika bir röportaj... benim gibi acaba ikinci çocuk olsa ne olur düşüncesindeki anneler için güzel, açıklayıcı ve aydınlatıcı... teşekkürler

    YanıtlaSil